31 Ekim 2011 Pazartesi

NICE, CANNES, MONAKO, COTE d'AZURE GEZİ REHBERİ

Batı’dan Doğu’ya Nice ve Cote d'Azur : St Tropez - Cannes - Grasse  - Antibes - St Paul ve Vence Tarihi Kasabaları  - Nice - Villefrance - Cap Ferrat - Eze Tarihi Köyü - Monako - Menton - San Remo


GENEL BİLGİ

Yazan: Berk Dicle
Fransanın güneyindeki Nice şehri ve çevresindeki çok sayıda şehir ve kasabadan oluşan güneş, deniz, tarih vb ile ünlü zengin tatil bölgesine Cote d’Azur veya Fransız Rivierası deniliyor. Genel olarak pahallı bir tatil bölgesi olmakla beraber bazı şartlarla makul maliyette tatil yapma şansı elde edilebilir.
Bu rehber bölgeyi kendi imkanları ile ve makul maliyette gezmek isteyenler için hazırlandı. Çünkü eğer tur ile gezmeyi tercih ediyorsanız; 1 Euro’ya gidebileceğiniz Monako’ya 60 Euroya götürülecek ve hatta yolda Eze adlı tarihi kasabanın romantik ve dar sokaklarında yürümek yerine sırf rehberiniz hanut geliri elde etsin diye köyün 20 metre aşağısındaki parfüm fabrikası görünümündeki tourist trap (turist tuzağı) mağazaya götürüleceksiniz. Yok eğer zaten bölgeye giden aşırı zenginlerdenseniz yine bu yazıyı okumayın çünkü hangi otobüsle nereye gidileceği bilgisi size hitap etmeyecektir.
Bölgedeki Fransızlar son derece cana yakın insanlar, bir şey sorduğunuzda yardımcı oluyorlar ancak katiyen İngilizce bilmiyorlar. Bu sebeple bir miktar Fransızca öğrenmekte fayda var. Örnek olarak; gideceğiniz yerlerde eski tarihi şehir kısmını sormak için başına vieux (viuü gibi okunuyor) koymanız gerekiyor. Örneğin viuü nis (Vieux Nice) dediğinizde Nice şehrinin eski ve tarihi bölgesi (old town) kastediliyor.
Her köşebaşında bir bakkal, büfe falan beklemeyin ve her susadığınızda cafeye oturmak niyetiniz yok ise büyük süpermarket bulunca değerlendirin. Bölge binlerce metre yüksekliğindeki alp dağlarının eteklerinde kurulmuş olduğundan musluk suları Alp Dağlarından gelir ve içilebilir. Tipik bir Avrupa ülkesi olarak cafelerde sofra şarabını çaydan daha ucuza içebilirsiniz.
Buradaki turistik destinasyonlarda turizm danışma anlayışı çok gelişmiş. Hemen hemen her turistik noktanın girişinde turizm danışma bulabiliyorsunuz. Gezmeden önce buralardan gezeceğiniz yerlerin haritasını edinin. Soracaklarınızı burada sorun çünkü İngilizce konuştuğunuzda sizi anlayacak muhtemelen tek kişi burada çalışan kişidir. Havaalanında iner inmez info desk’den harita edinin. Monaco hakkındaki el kadar broşürden kişi sayısı kadar edinirseniz indirim kuponlarını kullanır ve örneğin herkesin 14 Euroya girdiği dev akvaryum ve okyanus müzesine 10 Eurya girebilirsiniz.
ULAŞIM: Öncelikle bölgeye Türkiyeden sadece THY Nice şehrine uçuyor. Hangi terminale indiğinize dikkat ederseniz dönüşte birbirinden epeyce uzak  terminaller arasında paniğe kapılmazsınız. Şehir merkezine gitmek için çıkışta rahatlıkla otobüs bulabilirsiniz. 98 numaralı otobüs ile şehre 4 Euroya gidebilirsiniz. Havaalanından tren metro vb yok. Cannes ve Grasse gibi ana şehirlere otobüs olmakla beraber eğer başka bir noktaya gidecekseniz en iyisi şehirden aktarma yapmak. Elinizde valiz olması çok problem yaratmayacaktır ve aldığınız bilet 1 gün boyunca geçerlidir
Genel olarak çevreyi dolaşırken otobüs ağından yararlanabilirsiniz. Nice’deki ana meydan olan Massena meydanının biraz yukarısındaki Merkez otobüs garından (Gare Routiere veya JC Bernard durağı) gitmek istediğiniz tüm yönlere ilişkin otobüs hareket planlarını alın. Böylece hem durakları hem otobüs kalkış saatlerini elinizde bulunduracaksınız. Gitmeden önce bilgi sahibi olmak isterseniz www.lignedazur.com adresini kullanabilirsiniz. Taksi elbette pahallı. Otobüsler ise adeta 50 metrede bir ya trafik ışığı ya da durak sebebiyle beklediğinden çok yavaşlar. Özellikle sezonda ve iş çıkış saatlerinde otobüsler aşırı yavaş olabilir. Tren ise hızlı ancak otobüsten daha pahallı ve kullanımı biraz karışıktır. Özelliklede geç bir saatte makinadan kredi kartı ile bilet alabilmek çok zor olabilir. Otobüs her yere 1 Euro iken tren ise 3-5 Euro tutabilir.
Araba kiralamak da elbetteki iyi bir alternatif. Böylece şehirdeki eski ve pahallı oteller yerine şehrin biraz daha dışındaki daha yeni konaklama yerlerinde kalabilirsiniz. Hatta daha kırsal kesimde tarihi kasabalara yakın ev kiralamak da fena bir fikir olmaz. Ancak sadece Monako ve Cannes gibi ana kentlere gitmek gibi bir niyetiniz var ise trenle 15-20 dakikada gitmek varken 40 dakikada ve yol bulmaya çalışarak gidip üstüne park sıkıntısı çekmek çok isabetli olmayabilir.
Pek çok merkezde petite train denen küçük şehiriçi gezi trenleri veya gezi otobüsleri ile kişi başı 5-7 euro arası bir bedel ödeyerek 1 saate yakın gezebilirsiniz. İsterseniz bazı duraklarda inip bir sonraki tren gelene dek keşif yürüyüşleri yapabilirsiniz.
KONAKLAMA : Konaklama genel olarak diğer Avrupa ülkeleri gibi yani nispeten pahallı. Bölge için ilginç bir alternatifi değerlendirmekte fayda var: “ev kiralama”. İnternetten Nice Apartments Vacation Rentals gibi kelimeleri aratırsanız karşınıza çok sayıda alternatif çıkacaktır.  Bunlarla gerek önceden ödeme yaparak gerekse son anda yapacağınız mesajlaşma ile vardığınızda ödeyerek anlaşabilirsiniz. İnternette kiralayacağınız evin tüm fotoğraflarını görecek ve aynen yazılı özellikler ile karşılaşacaksınız. Elbetteki ne kadar erken davranırsanız en iyi evleri kaparsınız. Şehrin eski kısımlarındaki eski evler dahi içleri yenilenerek kiraya verildiğinden konaklama için romantik alternatifler olabiliyor. Ayrıca bu tür evler yemek sorununuza destek olacaktır. Kahvaltıda sürekli kruvasan yemek, tüm sandeviçler domuz etli olduğundan hep peynirli yemek, ikidebir pizza yemek sizi bıktırabilir ve evde kalmak kendi istediğiniz yemeği veya sandeviçi yapabilme olanağı sağlayabilir.
PLAJ : Hemen hemen tüm bölge denize girme imkanları ile dolu, Ekim ortalarına dek denize girilebiliyor.  Tüm kentlerde özel ve halk plajları ayrı ayrı mevcut. Cannes’da plaj, kum ancak Nice’ten San Remo’ya dek Riviera’nın kalanı taş plaj. Tüm plajlar yoğun yerleşim bölgelerinin önünde bulunuyor. Ev veya otelinizden çıkıp 5-10 dakika yürüyerek plaja ulaşabilirsiniz.
GÜVENLİK: Genel olarak güvenlik endişesi olduğundan bahsedilemez. Monako aşırı güvenli, Cannes oldukça güvenli ve Nice en güvensiz bölge görünümünde. Her nekadar olumsuz bir tecrübemiz olmadı ise de genellikle Nice hırsızlıkta önde gidiyormuş ve özellikle tren garı altındaki küçük sokaklar gece 22:00’den sonra dünyanın en eski mesleğini yapanlarla doluyormuş.


GEZİ PROGRAMLARI : Eğer bu bölgede sadece 3 gün geçirecekseniz Nice sonrasında bir günlüğüne St Paul ve Cannes, diğer bir günlüğüne ise Eze ve Monako’ya gitmenizi öneririm. Bunun dışında aşağıdaki programları en az harcanacak zamana göre sıraladım, vaktiniz olduğu müddetçe genişletip manzaranın ve restoranların tadına varbilirsiniz.
NICE : Eğer gezmeye sabahtan başlıyor iseniz en iyisi eski şehrin (Vieux Nice) yukarısındaki tepeden (Le Chateau Hill) başlamak veya eski şehirdeki çiçek pazarı (Cours Saleya) denilen pazardan başlayıp daha sonra yine eski şehrin içinden bu tepeye ulaşmaktır. Cours Saleya sabahları faaliyette olmakla beraber eski şehirdeki diğer dükkanlar ve kafeler öğlene doğru canlandığından öncelikle Pazar ve sonrasında tepeden hem öbür yandaki liman hem de tüm Nice manzarasının keyfini çıkarmak çok iyi bir başlangıç olacaktır. Dolaşarak tepeye kendiniz çıkmak arzusunda değilseniz, gezi trenleri ile veya kıyı tarafındaki paralı asansör ile de çıkabilirsiniz. Eski şehirden yürüyerek geldi iseniz asansörle iniş ücretsizdir. Kıyıdan bir süre yürüyerek meşhur  Promenade denilen plaj, yürüyüş yolları vb kordon yani sahil bölümünün zevkini çıkarabilirsiniz. Cafe ve dükkanların canlanması ile birlikte eski şehir kısmı daha detaylı gezilebilir. Daracık sokaklardaki rengarenk evler, sokak pazarı ve satıcılar, restoran ve kafeler sizi yeteri kadar oyalayacaktır. Daha sonra tekrar sahile dönebilirsiniz. Sahilde güneşlenenler, paten, bisiklet, koşu vb yapanlar arasında yürüyerek Negresco Otelini gördükten sonra otelin arkasındaki yaya yoluna bağlanıp dükkanların ve kafelerin arasından merkeze dönüp burada da şehrin ana caddesi olan Jean Medecin caddesindeki modern alışveriş yerlerinde dolaşabilirsiniz. Özetle Massena meydanı ortada olacak şekilde kabaca meydanın 1 km çevresinde gezeceksiniz. Bu gezi için en az 8 saat ayrılabilir. Elbetteki bu sıkıştırılmış bir program. Vaktiniz olduğu müddetçe bu bölgeyi genişletebilir ve örneğin müzeleri, plajları, modern veya tarihi alışveriş yerlerini ekleyebilirsiniz ayrıca aynı bölgenin gecesinin de ayrı bir güzellikte olduğunu dikkate almalısınız.
ST. PAUL İLE VENCE ADINDAKİ TARİHİ KASABALAR : Sabah Nice ana otobüs durağından 94 no’Lu otobüsü alırsanız 45 dakika içersinde Vence kasabasına veya 400 no’lu otobüsü alırsanız St Paul kasabasına gidebilirsiniz. Bu kasabalara tren yoktur ve Navigasyon olmadığı sürece kiralık araba ile ulaşımın bir hayli karışık olabileceği dikkate alınmalıdır.Bu iki kasaba arasındaki geçiş de yine 400 no’lu otobüs ile 5 dakikada yapılabilir. Vence’de inince durağın karşı çaprazında Tourism Info yazan tabelayı takip edip 200 metre kadar yürüyerek tarihi kasabaya ulaşabilirsiniz. St Paul’de ise sadece aşağıya doğru 50 metre yürümek yeterlidir. Her iki kasabada da muhteşem güzellikte ortaçağdan kalma arnavut kaldırımlı daracık sokaklar, tarihi evler, restoran ve kafeler yanında en önemlisi birbirinden güzel sanat galerileri ile sizi büyüleyecektir. St Paule en az 2 saat, Vence’e ise 1 saat ayrılmalıdır. Normalde yolda geçen zaman ve cafe restoranlarda yapılacak keyif ile bir gün harcanacaktır ama isterseniz bu bölgeye yakın diğer ziyaret alternatifleri Cannes ve Antibes’tir.
GRASSE : Bu kez trenle de gidebileceğiniz ancak otobüsü tercih ederseniz yine 1 Euro karşılığında 500 no'lu otobüsle en az 1 saat sürecek bir yolculukla ulaşabileceğiniz tabiri caiz ise dağın başındaki bu kentte yine ortaçağ sokakları, yine kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve sanat galerileri bulacaksınız. Diğer eski şehir bölümlerinden farklı olarak bu kez parfümerinin başkentinde bulunuyorsunuz. Grasse eskiden parfümerinin önemli aktörlerinden biri iken günümüzde daha çok ev temizlik ürünleri ve yiyecek sektörüne gönderilen esans ve kokuların üretildiği bir merkez olmuştur. Günümüzde ise üretimden çok turistlere satış bahanesi olarak kullanılan gösteri mekanları gibiler. Burada turistik olarak gezilebilen 3 üretici firma bulabilirsiniz. Bunlardan sadece "Fragonard" şehir içindedir ve diğerleri için bir miktar yürümek gerekmektedir. Buradan da 600 numaralı otobüsle Cannes’e geçilebileceğini bilmenizde de yarar vardır.

ANTIBES : Cannes’e giden 200 no’lu otobüs ile kıyı boyunca giden tren Antibes’den de geçer. İnince sahile doğru yürümeniz halinde eski şehri bulabilirsiniz. Tarih kokan sevimli sokaklarda gezerken, meydanlar ve dükkanlar da ilginizi çekecektir. Sonuçta burasıda diğerleri gibi deniz kıyısı zengin bir sayfiye bölgesidir. Eski şehir surlarla çevrilmiştir. Eski Yunanlılardan beri burası hep bir kale şehri olsada günümüzde Paris ve diğer kentlerden gelen zenginlerin sayfiyesi olmuş durumdadır. En az 3 saatliğine gezebileceğiniz Antibes’de vakit uygun olduğu müddetçe Picasso Müzesi, botanik bahçesi ve kale gibi yerler de ziyaret edilebilir.
CANNES : Herkesin bildiği o meşhur film festivaliyle, kaliteli ve üst sınıftan insanları ve kum plajlarıyla ünlüdür. Tüm diğerleri gibi şehrin ortasından denize girebilirsiniz. Ana caddelerinde tüm ünlü ve pahallı mağazaları görebileceğiniz gibi bu mağazalarla uyumlu giyinmiş insanlar ve lüks restoranlar heryerdedir. Otobüs ve tren aynı yerdedir ve tek yapmanız gereken kıyıya doğru yürümektir. Festival binası Grand Auditorium ziyareti ile kaldırımlardaki ünlülerin el izlerini takip ederek kıyı boyunca yürümek, Carlton gibi lüks ve ünlü otel ve mağazalar boyunca etrafı seyretmek son derece keyif vericidir. Şehir merkezinden doğuya doğru ilerlendiğinde eski şehir kısmı bulunabilir. Bu kez rahatlıkla görülebilir olmayan Bölge için yine İngilizce “old town” şeklinde sormanız işe yaramayacaktır. Ya yürümeye devam edin ve ilerdeki tepeye varmayı hedefleyin veya Vieux Cannes’i sorun. Eski şehir bölümü diğer şehirlerdekilerin yanında sönüktür. Sezonda ve iş çıkış saatleri dışında bile 200 no’lu otobüs ile Nice’e gitmek 1 saat sürebilmektedir, daha hızlı çözüm için treni tercih edebilirsiniz. Havaalanından Cannes’e otobüs’de 16 Eurodur. Konaklamak için de Cannes seçilebilir, böylece daha kaliteli ancak pahallı, daha güvenli ancak sıkıcı bir tatil olabilir. Sonuçta 1-2 kilometrelik bir merkezi cadde çok uzun süre oyalayıcı olmayacaktır. Eski şehir dışındaki diğer alternatif de Saint Honorat Adasıdır. Canes’den tekne ile gidilen sessiz sakin adaya günde 10 tekne seferi vardır. Doğası içinde yürüyüşler yaparak 2-3 saat harcanabilir.
TARİHİ EZE KÖYÜ : Bu köye gitmek için kullanacağınız Eze Village vb ifadeleri kimse anlamaz, o sebeple “ez vilaj” şeklinde sormayı deneyin. Deniz kıyısında sipsivri bir tepe düşünün işte köy bu tepenin ucunda. Doğal olarak manzarası nefis. Hata yapıp trenle veya Monako otobüsü ile Eze köyünün plaj kısmına gitmeyin çünkü bu ikisi arasında sadece aşırı dik bir patika var (Nietzche yolu) ve iniş bile 45 dakika sürüyor. Köye ulaşım aracı Garibaldi meydanından 82 no’lu otobüs. Vardığınızda tek yapmanız gereken yukarı doğru yürümektir. Köyün alt sokaklarında bulunan Chateau Eze Oteli dahil tümünü gördüğünüzden emin olun. En tepede ise 5 Euro karşılığında girebileceğiniz bir kaktüs bahçesi (Jardin Exotic) var. Doğrusu bahçe için değilde manzara için girmeye değer. Köy yine tipik bir ortaçağ köyü ve tarihi romantik sokakları ile son derece sevimli. Bu köye ayıracağınız 1-2 saat sonrasında aşağı plaja otobüsle inip oradan Cap Ferrat’daki Villa Ephussi de Rothschild’e veya 112 no’lu otobüs ile Monako’ya gidilebilir. Grasse’de vb görmek arzusunda değilseniz bir parfüm fabrikası da bu köyün altında.


ST JEAN CAP FERRAT  "Villa Ephussi de Rothschild" ve VILLEFRANCE BÖLGESİ : Eğer muhteşem bir malikanenin muhteşem manzarası ve bahçelerini görmek istiyorsanız  "Villa Ephussi de Rothschild"i kaçırmayın. Malikane bir yarımada tepesine kurulduğundan iki taraftan deniz görüyor. 1905-1912 yılları arasında Barones Beatrice Ephussi tarafından inşa edilmiş. Baronesin babası da kocası da bankermiş bazı monopollerden de para akmış. Kocası erkenden ölen ve parayı nereye koyacağını bilemeyen barones de muhteşem bir malikane yaptırmış. Villanın arkasında çeşitli temalarla birleştirilmiş 7 ayrı bahçe bulunmakta. Siz bu bahçelerde dolaşırken müziği duyduğunuz anda ana bahçeye geçin ki klasik müzik eşliğinde suların dansını izleyebilme imkanı bulun. Manzara, müzik ve sular sizi rüyalara daldıracaktır. 81 no’lu otobüs ile gideceğiniz Cap Ferrat bölgesi zengin villalar ve hoş bir sahil ambiyansı yanında bu villayı da barındırıyor ve villanın girişi 12 Euro.

Dönüşte aynı otobüs ile Villefrance adlı bölgeye 5 dakika içinde gidebilirsiniz. Buradan Nice’e gidiş ve dönüş aslında Monaco’ya çalışan 100 no’lu otobüslerin ve trenin de eklenmesi ile çok daha  kolaydır. Bu kısım akşamüstüne bırakılarak hem old town gezilebilir hem de çok sayıdaki restorandan yararlanılabilir. Cote d'Azur'a gelen büyük gezi gemileri, Villefranche'a demirlediğinden körfezin manzarasında bir kaç gemi ve bunların yolcuları da olacaktır.  

MONACO: Tren veya 100 no’lu otobüs ile (50 dakikada) kolayca ulaşılabilir. Otobüs ile gidildiğinde Place de Arms adındaki tünelden önceki ilk durakta inilir ve tepeye doğru yürünür ise öncelikle Sarayın olduğu yere gelinir. Tren 2.80 Euro ve inince asansörlerle şehre ulaşılıp daha sonra Saraya gitmek için otobüse binmek gerekiyor. Sarayda saat 11:55’de nöbetçilerin değişim törenini izlemek oldukça görseldir. Vardığınızda saat erken ise çevredeki çok sayıdaki turistik dükkanda vakit geçirilebilir. Sarayın her iki yanından manzara seyredilmesi de kuvetle önerilir. Buradan aşağıya yürüdüğünüzde parklar ve okyanus müzesi gezilebilir. Giriş 14 Eurodur. Daha sonra 30 dakika yürüyerek veya otobüsle koyun karşı kısmındaki Monte-Carlo’ya da giderseniz bu ülke geziniz bitmiş olur. Bu iki bölge arası ise şehrin modern kısmı ve yat limanıdır. Monte Carlo meşhur kumarhaneleri, gecesi ve müthiş yeşil bahçeleriyle de ilgi çeken bir yer. Kumarhaneler mimari yapıları ve kapılarında bekleyen lüks arabaları ile dikkat çekiyor. Monaco’da en azından yarım gün ve akşamüstü geçirilmesi önerilebilir.


MENTON - SAN REMO : Menton’a Nice’den 100 no’lu otobüs ile 1 saat 20 dakikada (Monako’dan sonra 20 dakika) ve ayrıca trenle ulaşabilirsiniz. Her iki yollada önce kıyıya kumarhaneye doğru yürüyüp sonra sola giderek şehrin eski ve turistik kısmı (Vieux Menton) bulunabilir. Yine zarif ve tarihi sokaklar, dükkanlar, restoranlarla süslü sahil kasabasının hoş atmosferini soluyacaksınız. Böylece son Fransız kasabasını görmüş olacaksınız. Bundan sonra trenle Ventimiglia adlı İtalyan kasabasına gidip, burada İtalyan trenlerine aktarma olup, San Remo’ya da 20 dakikada  gidebilirsiniz. Ancak her iki İtalyan kasabasında da çok fazla ilgiçekici nokta  bulmayı beklemeyin. San Remo TRT sayesinde aklımıza yer etmiş olmakla beraber; ortakarar şirinlikte sokakları ve sahili ile çok da parlak izlenimler bırakmıyor. Binaların genel kalitesinde Fransaya nazaran bariz geri kalan San Remo’da en güzel şeyler İngilizcenin de dil olarak mevcut bulunması (Fransada böyle bir dil mevcut bulunmuyor) ve nefis İtalyan pizzaları. Trenden indiğinizde önce 300 metre boyunca bir tünelde yürüyerek kasabaya ulaştığınızda bu kez sağa doğru yürüyerek şehrin merkezine ulaşabiliyorsunuz.
ST. TROPEZ : Bir zamanlar küçük sevimli bir balıkçı kasabasıyken sanatçıların ve ünlülerin akınına uğrayıp bir anda meşhur bir tatil beldesi olan St. Tropez küçük ama havalı bir kasaba. Muhteşem ev ve yatları ile sahili ve ara sokakları dışında tepedeki kalesi gezilebilir. Nice ve Cannes tarafından gelecek ziyaretçiler için St.Raphael'den tekne ile geçilmesi öneriliyor. Ayrıca St Tropez’e giderken ilk koyda bulunan adeta sular üzerine kurulu bir liman kasabası olan Port Grimaud’a St Tropez’den tekne ile gidilebiliyor.
KORSİKA – Bastia : Fransa’nın en güneyindeki bu adaya Nice’den kalkan Feribotlarla gidilebiliyor ancak kısıtlı zamanda yapılabilecek bir şey değil çünkü yol uzun ve feribot sayısı sınırlı. Kuzeyden geliyorsanız ilk liman Bastia. Paoli Müzesinden sonra şehir dışındaki, Prato Vadisi ve Ponte Leccia ve müthiş güzellikteki otantik Prunete, Cervione ve Pidicroce köyleri görülmeye değer. Korsika Adası’nın tarihi ve kültürel başkenti Corte. Mini trenle şehir turu atabilir, Corte Kalesini gezebilirsiniz.Şehrin doğal güzellikleri Scala Santa Regina , Vergio Vadisi, Evisa görülebilir.Küçük fakat sevimli Porto, Ajaccio,Bonifacio,Porto Vecchio yerleşim merkezleri görülebilir. Kalker kayaları üzerine inşa edilmiş büyüleyici kale şehir Bonifaci mutlaka görülmeli.
NE YENİR : Kahvaltılarda kruvasan ve sandeviç ağırlıklı ve biz Türkler için çok zayıf, yemekler kabaca pizza, makarna, et ve balık grubunda. Pek çok avrupa ülkesinde olduğu gibi pizzalar ve makarnalar için 13-16 Euro, Et ve balık yemekleri için 16 – 30 Euro gibi fiyatlar beklenebilir. Et konusunda “well done” (iyi pişmiş) istemediğiniz sürece oldukça kanlı ve az pişmiş bir etle karşılaşacaksınız. Elbetteki en büyük engel Fransızca isimlerinden yemekleri anlayıp, algılayabilmek olacaktır. Bu sebeple bir kaç Fransızca kelimeyi bilmekte fayda var:
Le Poulet                                        Tavuk
Viande                                             Et
Boeuf, bovine, Veau                       Dana Eti
Porc                                                 Domuz eti
Mouton, d'agneau                          Koyun – Kuzu eti
Salade                                             Salata
Pâtes alimentaires,pasta               Makarna
Soupe de poissons                        Balık çorbası (sarımsaklı ekmek ve sarımsaklı
                                                         mayonez eşliğinde)
Bagnat                                             Fransız somun ekmeği içinde sandviç
                                                         (domates, yumurta, hamsi, zeytin)
Croque monsieur                           Peynirli ve çoğu zaman domuz salamı da
                                                         içeren tost
Beignets de sardine                       Fileto kızartılmış sardalya
Loup de mer                                   Sebzeli levrek
Pistou                                              Sebzeli makarna çorbası (parmesan peyniri,
                                                         sarımsak ve fesleğen)
Tourte de blettes                          Sebzeli turta (çam fıstığı, kuru üzüm, sarımsak,
                                                         pazı)
Tians                                               Güveç (ekmek kırıntıları, pirinç, sarımsak,
                                                         yeşillik, kıyma, peynir)
Daube de boeuf veya Estouffade  Et yahnisi
Poulet roti aux herbes                   Tavuk şiş
Poulet niçois                                  Tavuk yahnisi
Salade Niçoise                               Nice salatası (domates, hamsi ve siyah zeytin)
Salade antiboise                            Deniz ürünleri salatası
Tarte tropezienne                          İçi bol kremalı ve üzeri şeker kaplı kek.
Pate                                                 Sandeviç