10 Mayıs 2018 Perşembe

SANTORİNİ
Santorini Ege Denizinin güneyinde Yunanistan ve Türkiye'nin tam ortasında ve aşağı yukarı Marmaris hizalarına gelen dünyaca meşhur bir tatil adasıdır. Bana göre en güzel Yunan Adasıdır. Muhtemelen başkaları da aynı fikirde olmalı ki; Santorini bir çok araştırmada hem çok arzulanan, hem de muhtemelen pahalı olması ve ulaşımının zorluğu sebepleriyle biraz da "rüyaları süsleyen" bir destinasyon olarak ortaya çıkmıştır. Adanın asıl ünü eşsiz manzarasından gelmektedir. Yüzyıllar boyunca süren olağanüstü volkanik patlamalar olağanüstü bir coğrafya yaratmıştır. Hatta hiç gitmeyen ve hiç bilmeyenler dahi aslında beyaz evler içerisindeki mavi yuvarlak çatılı dini yapılar arkasında güneşin battığı ikonik fotoğrafları hatırlayabilirler. Manzara o kadar belirleyici bir unsurdur ki; ada adeta manzaraya uzanan binlerce varenda, balkon, havuzcuk ve pencerelerden oluşur. Aşırı dik arazi yapısı üzerinde birbirinden bağımsız yapıda binlerce küçük otel odası boşluğa doğru basamak basamak uzanır. Manzaranın bu kadar güzel olmasının nedeni Caldera'dır. Volkan patlamaları sonucu oluşan kreter çukuru denizle dolduğunda Caldera denilen bölge oluşmuştur. Caldera'nın etrafında ise ters yani sola doğru bakan bir ay şeklinde Santorini kurulmuştur. Bu ay şeklinin iç boşluğu korkunç bir uçurum şeklindedir ve işte tüm manzarayı da bu bölge verir. Bu yapı size gezmeniz gereken yerleri de gösterir yani tek yapmanız gereken bu sola bakan ay şeklindeki adanın uçurumluk iç çeperi boyunca dolaşmaktır. Tüm güzellikler Caldera adı verilen volkanik çukuru dolduran bu iç denize dönüktür. Bu ay şeklindeki adanın dış çevresi ise hem uçurum değildir hem de çoğu zaman kıraç, ağaçsız, çıplak ve tatsız toz toprak arazi şeklinde olup, hiç de güzel değildir. Havaalanı da bu dış çeperde bulunur. Özetle bütün hikaye 6 milyon yıl önce başlamıştır, daha sonra volkanik çukur bir kaç bin yılda bir patladıkça sular altında kalarak adaya bugünkü şeklini vermiştir. Zaten adanın her yanında bu volkanik çukuru ve siyah renkli volkanik kayaları göreceksiniz.
SANTORİNİ KİMLER İÇİN UYGUNDUR:
1. Romantik çiftler:
Santorini, dünyadaki en meşhur balayı destinasyonları arasında ilk sıralardadır. Her ne kadar Santorini yetişkinlere hitap eden nezih yapısı ile çok sayıda bekar gruplar için çekici bulunsa dahi; aslında bekarlar için Mikonos yazımı okumalarını tavsiye ederim. Bunun dışında romantik anlar geçirmek isteyen tüm çiftlere önerebileceğim bir seyahat noktasıdır.
2. Manzara severler: Santorini yüzlerce manzara noktası ile zevkli bir seyahat ve konaklama deneyimi sunar. Hemen her noktadan bir başka güzellik fışkırır. İç denize bakan manzaralı ve bol merdivenli patikalarda saatlerce yürüyebilirsiniz.
3. Kalite düşkünleri: Konaklama, alışveriş, restoran ve mekan anlamında en kaliteli, lüks, nezih seçenekleri sayıca çok ve nitelik olarak da tatmin edici düzeyde bulabileceksiniz. Adanın genel anlamda zor ulaşılabilir yapısı ve aşırı pahalılığı sebebi ile ister istemez daha nezih kitlelerle bir arada olacağınız kesindir.
SANTORİNİ KİMLER İÇİN UYGUN DEĞİLDİR:
1. Düşük bütçeli gezginler: Santoriniye ulaşım da pahalıdır, konaklama da, restoranlar da. Sezonda tipik manzaralı Santorini konaklamalarında gecelik 500 Eurolar oldukça normaldir. (Normali 500 Euro olunca pahalısı kaç lira acaba diye merak ediyor insan) Elbette ki; adanın merkezden uzak kıraç bölgelerinde düşük maliyetli konaklama alternatifleri mevcuttur ancak mademki düşük maliyet peşindesiniz; fiyatlar genel düzeyinin makul veya ucuz olduğu onlarca güzel ada varken restoranların ve ulaşımın bu kadar pahalı olduğu bu adadaki en kötü konaklama alternatifini seçmenin ne anlamı olabilir? Bu yüzden benim tavsiyem ya bu güzelliklerin yüksek bedelini ödemeniz (yani manzaralı gerçek Santorini otelinde konaklamanız) veya adanın arka ve kıraç bölgelerine hiç bakmadan bu adaya seyahatten vazgeçmenizdir. Hatta civar adalarda kalıp da Santoriniye kısa seyahatler de düşünebilirsiniz.
Adaya ulaşım aktarmalı uçakla veya çok sayıda aktarmalı feribotlarla olabileceğinden hiç bir zaman ucuza malolmaz. Gerçek Santorini konaklama deneyimi; odaya ait jakuzi veya mini havuzu içeren manzaralı Yunan evlerinde yapılabilir ki tanımı gereği ucuz olamaz. Her türlü tedarik ithal ürünlerin feribotlarla ana karadan getirilmesi, sonra size yaklaştırılması ve sonrasında da elle ya da insan sırtında merdivenler boyunca taşınması yoluyla olduğuna göre ucuz olabilmesi de imkânsızdır. En kaliteli mekânlar, en manzaralı ve ulaşımı en zor alanlar ucuz olamaz. Yine de tatilim biraz daha makul olsun diyorsanız Mayıs-Eylül-Ekim gibi aylarda seyahat edebilirsiniz. Çünkü biz Türkler için Santorini'de denize girmenin pek bir cazibesi yok.
2. Çocuklular, yürüme engelliler, kilolular vb:
Adanın tamamı merdiven, tamamı yokuştur. Sayısız uçurum vardır. Kasaba merkezlerinde ne yol, ne de vasıta vardır. Hatta kaldırım dahi yoktur. Adada dolaşmak demek merdiven demektir. Başka yol da yoktur. Örnek olarak eski limandan ana şehir merkezine çıkmak istediğinizde sadece 588 basamak çıkmanız gerekmektedir. Çocuklu ve engellilerle gidilmez diyemem ama uygun değildir diyebilirim. Birçok konaklama tesisi çocuk kabul etmez. Zaten hemen her yer çocukların düşebileceği yerlerle doludur, o kadar çok merdiven vardır ki bebek arabasını kullanamazsınız. Zaten bu kadar çok para ödediğiniz bu yerde çocukların ilgisini çekecek hiçbir şey yoktur.
3. Kolay seyahat arayanlar: Bu adaya ulaşmanın en kolay yolu Yunan Adaları turuna çıkan bir yolcu gemisine binmektir ki bu dahi kolay olmaz. Çünkü gemiler adaya yanaşmaz. Açıkta durup yolcuları motor teknelerle gruplar halinde kıyıya gönderirler. Geminin boşalması 2 saat dolması 2 saat sürer ve size gezmek için verilen 5 saat asla yetmez. Bunun sebebi gezmeniz gereken minimum iki kasaba olması ve bunların arasındaki yolun da taksiyle bile git-gel 1 saat sürmesidir. Özetle gemi ile geldiğinizde hayat koşturma ile geçer ve sadece kabaca fikriniz olur ama adayı yaşayamadan geminize dönersiniz. Santorini yapısal olarak kitle turizmine uygun değildir. Birçok otel 10'dan daha az oda sayısına sahiptir. Örnek olarak; otobüs sayısı da az, otobüsün ilerleyebileceği yol imkânları da kısıtlıdır.
Ulaşım bölümünde anlatacağımız üzere adaya gelmek hiç de kolay değildir. Türkiye'den bu adaya tur düzenlenmemektedir. Direkt uçak yoktur. Feribot işi zor ve vakit alıcıdır. Özetle İngilizce bilir, ileri düzey gezgin değilseniz, hemen kolayca organize edebileceğiniz bir ada değildir.
GENEL BİLGİ:
Santorinide yerel saat Türkiye ile aynıdır, telefon kodları +30'la başlar, bizzat test ettiğim için söylüyorum; inşaat işçileri bile İngilizce konuşabilir. Adada su yoktur, su taşıma su şeklinde dışarıdan gelir ve elbette ki içilmez. İklim gündüzleri yanacağınız ve geceleri de donacağınız şekildedir. Geceye kalacaksanız ciddi üşüyebileceğinizi dikkate alınız. Ada genel olarak zaten rüzgarlıdır ama özellikle akşamları sert rüzgarlar altında üşümeniz çok olasıdır. Nezih ve kaliteli bir ada olduğundan hanımlar akşamları topuklu giymek isteyebilir ama dedik ya adada her yer merdiven, her yer yokuş, her yer arnavut kaldırımı.
ADAYA ULAŞIM:
Santorini'ye ulaşım hiç de kolay değildir. Öncelikle bulunduğunuz şehirden Atina'ya bir uçak bulacaksınız, daha sonra da Atina - Santorini bağlantısını alacaksınız. Atina - Santorini sadece yarım saat. İstanbul veya İzmir'den Atina da 45 - 60 dakika. Elbette ki bu bağlantılar ile birlikte uçak işini ayarlamak bir hayli zor. İki ayrı uçak firması girerse bu kez hem bağlantılarda sorun oluyor hem de bilet fiyatı ikiye katlanıyor. Zaten genel olarak Santorini'ye gitmek için vereceğiniz bilet fiyatı ve uçuş süresi ile Parise önceden alınan bir bilet aynı fiyat ve uçuş süresinde olabilir. Özetle Santorini öyle ucuz uçak bileti yakalayıp da laf olsun tabirinden gidebileceğiniz bir yer değil. Atinadan sonra feribotla gitme alternatifi de oldukça uzun süren bir alternatif. Limana git, gemi bekle çok vakit kaybı ve yavaş gemilerle gece boyunca gidilebiliyor. Hızlı gemilerle bile az değil toplamda bir gününüz gider. Bence gemi ile gidecekseniz önce Bodrum sonra Kos sonra akşam 19:00da kalkan ve 01:30da Santorinide olan feribot en uygun maliyetlisidir ancak gece bu saatte varınca hepsi 3-5 odalı butik otel durumundaki yani resepsiyonu olmayan otellere nasıl yerleşirsiniz bilmem. Marmaris-Rodos-Santorini hattı hem daha uzun süreli hem daha maliyetlidir. Diğer adalardan Santoriniye ya hiç sefer yoktur veya aşırı aktarmalı ve uzun süreli olabilir. Yol 24 saat sürebilir ki perişan olursunuz. Hızlı gemilerde sadece dar bir koltuğa hapsolmak sözkonusudur. Yavaş gemilerde ise katlar arasında gezebilirsiniz. Uzun seyahatlerde kamara kiralasanız hem yol uzundur hem de yemekti, gün kaybıydı derken size uçaktan daha maliyetli olur. Son alternatif ise İstanbuldan Mikonos'a uçakla gelmek bir kaç gün Mikanos'da kaldıktan sonra feribot ile bir kaç gün için Santoriniye geçmektir.
Ben Nasıl Gittim?: Expedia sitesinden Uçak+Otel+Kiralık araç fiyatı hem en düşük toplam maliyete ve hem de en kısa uçuş süresine sahip idi. Üstelikte böylesi zor bir geziyi çok kısa sürede ve kolayca organize etmiş oluyorsunuz. İzmir'den Cumartesi sabah Aegean Airlines'a binip öğlene doğru adaya ulaştım. Dönüşte Pazartesi 21:00de binip 12:30da İzmirde oldum. İki gece üç gün yeterli oldu. Toplam uçuş süresi gidişte 4,5 dönüşte 3.5 saat oldu. Otel olarak tipik olarak herşeyin köşesiz, yuvarlak ve beyaz olduğu geleneksel Yunan Mimarisinde olduğu, tam Caldera manzaralı, size özel varenda ve size özel sıcak su dolu jakuzinin bulunduğu özetle kalınması gereken gerçek Santorini konaklaması seçtim. Lütfen bu konaklama biçimini seçmeyecekseniz Santorinide konaklamayınız. Paranız yok ise bu parayı biriktirene dek bekleyiniz. Santorinide olmak zaten zor, bütün bu zorluğa katlanıyorsanız ya tam yapın ya da tam yapacak imkânları bulana dek bekleyin.
ADA İÇİ ULAŞIM: Ada içi ulaşımın tüm alternatifleri problemlidir. Birçok kişi toplu taşımacılığa pek güvenmeyin oto, ATV, motorsiklet ne bulursanız başınızın çağresine bakın tavsiyesinde bulunuyor. Ben de aynı tavsiyede bulunacağım. Öncelikle adada pek de yol olduğu söylenemez. Kasabaların içlerine otomobil almıyorlar. Yollar köy yolu kalitesinde ve genişlik olarak da salonunundaki yemek masasından biraz daha genişçe. Örnek olarak; ana kasaba Fira'dan en önemli ikinci kasaba olan Oia'ya gidiş 10 km olmasına rağmen yarım saatten fazla sürebiliyor. Kasabanın dışına çıkıp otobüs bekleyip gidilecek kasabanın dışında bırakılmak çok tercihe şayan değil. Otobüs kullanacak iseniz dönüş otobüsünü muhakkak sorunuz erken bir saatte sonlanması olasıdır. Daha iyisi gitmeden önce internetten otobüs saatlerini print ettirmektir.
Ben otomobil kiraladım. Park yeri zor bulunuyor, yokuşların haddi hesabı yok ve Türkiye'den alışkın olmasak o yol kalitesinde araç kullanmak kolay değil ancak yine de çok memnun kaldım. Tekrar gitsem yine araç kiralarım.
Motosiklet kiralayan çok kişi var. Herkes memnun, tek sorun geceleri aşırı soğuk oluyor. Birçok iki kişilik kız grubunun ATV kiraladığını gördük. Dolayısı ile ATVde iyi bir çözüm olacaktır.
Adaya yolcu gemisi ile geldi iseniz merkeze çıkmak için 3 yol var: €6 bedelle teleferik ile, eşek sırtında veya 588 basamak çıkarak. Eşek veya kilonuza göre katır sırtında çıkmak isterseniz yükseklik korkunuz olmadığından emin olun çünkü katır bir sağdaki uçuruma bir soldaki uçuruma yaslanarak adrenalin seviyenizi yükseltecektir. Akşamüstü geldi iseniz herkes gibi Oia'ya gün batımını seyretmeye koşabilirsiniz. Gemiyi kaçırmamak için dönüşün taksi ile dahi yarım saat süreceğini hesaba katmalısınız.
Havaalanından heryerde olduğu gibi otobüs ve taksi ile şehre gidebilirsiniz. Ancak taksiye vereceğiniz paraya araç da kiralayabilirsiniz.
KONAKLAMA:
Santorinide kitle turizmi yoktur. Bizdeki turizmciler gibi 300 odayı 15 Euro herşey dahil konseptinde satarak 4.500 Euro kazanmak yerine 3 odayı 1.500'er Eurodan satıp aynı geliri elde ederler. Üstelikde bu fiyata sadece kahvaltı dahildir.
Santorinide mimari Cycladic (Sikladik yani Cyclades'e özgü) evler yani tipik olarak kısmen volkanik kayalara gömülü (hatta bazen doğrudan mağara tipi) beyaza boyalı, herşeyin köşesiz olduğu, yani hem içten hem de dıştan köşesiz duvarlar, silindirik tavanlardan oluşan bir mimaridir. Bu mimari ay şeklindeki kreterin içine doğru müthiş bir manzaraya 350 metreden bakınca zaten kendiliğinden muhteşem hale gelir. Bir de bu altyapı üzerine size özel jakuziler veya mini havuzlar, şezlonglar, beyaz bornozlar, şampanyalar vb yani "luxury" eklenince elbette ki hem fiyat hem de zevk anlamında dayanılmaz olur. Benim önerim ya bu mimarideki butik konaklama tesislerinde konaklamanız veya bu fiyatları ödeyecek parayı biriktirene dek Santorini gezinizi ertelemenizdir. Günümüzde tüm araştırmalar göstermektedir ki; tatilciler sıradan şeylerden çok "deneyim yaşamaya" daha fazla önem vermekte ve daha çok ödeme yapmaya razı gelmektedirler. İşte bahsettiğim bu tür konaklama kesinlikle "Santorini usulü konaklama deneyimidir" ve yaşadığınız diğer konaklamalara benzemez. Bu tür konaklamaları ayırt etmek için Cycladic bir mimaride ve "Caldera view" yani kreter manzarası olup olmadığına bakmalısınız.
Santorinide makul maliyetli konaklama olasılıklarına rastlayabilirsiniz ama büyük otellere rastlayamazsınız. Makul maliyetli konaklamaların tamamı manzarasızdır, çoğunlukla da yukarıda anlattığım Cycladic mimariye sahip değildir, Santorini deneyimi yaşamanızı da sağlamaz.
Hangi kasabada konaklayalım sorunuzun cevabı için öncelikle hangi ulaşım alternatifine karar verdiğinizi seçiniz. Çünkü eğer kamu vasıtaları ile yol alacak iseniz en iyisi merkez kasaba Fira civarında kalmaktır. Fira kalabalıktır. Dikkat edeceğiniz konulardan birisi budur. İnternette resimlerini beğendiğiniz evin üzerinden kalabalıklar geçiyor ise bu hiç hoşunuza gitmeyebilir.
Eğer ulaşımı kendiniz çözüyor iseniz bu kez size Oia veya Imerovigli'yi tavsiye ederim. Merkez kasaba Firadan Imerovigli kasabasına kadar olan tüm bölge hem manzaralı hem de daha sakindir. Imerovigli'den Fira yürüyerek 25 dakikadır, dolayısı ile aracınız yok ise sık sık gidilip gelinecek bir mesafe değildir. Oia - Fira arası ise arabayla bile yarım saattir.
SANTORİNİDE GEZİLECEK YERLER:
1. Fira: Burası ay şeklindeki adanın tam orta kesimine tekabül eden, adanın merkez kasabasıdır. En fazla alışveriş olanağı ve en fazla restoran da buradadır. Teleferik vb ile ana otobüs durağı gibi ulaşım imkânları da merkez olması sebebiyle bu kasabada konumlandırılmış durumdadır.
Mutlaka yapmanız gereken bir numaralı aktivite kıyı boyunca yürümektir. Kıyı dediysem; deniz 350 metre aşağıdadır ve aslında siz manzara kıyısında yürüyeceksiniz. Burada size en kısa yürüyüş olarak tek gidiş 25 dakika süren İmerovigli kasabasına kadar yürümenizi tavsiye ederim. Denize doğru yükselen kaya çıkıntısını geçtiğinizde İmerovigliye gelmişsiniz demektir. Yol boyunca milyon tane manzara görüp milyon tane fotoğraf çekeceksiniz. İçinizde ciddi trekkingciler var ise aslında en kuzeydeki kasaba olan Oia'ya kadar yürümenizi tavsiye ederim ki tek gidiş 3 saat sürmektedir.
2. Oia: İa veya iya diye okunan bu kasaba ay şeklindeki adanın en kuzey ucunda bulunur. Oldukça nezih son derece fotojenik, kaliteli mi kaliteli nefis bir yerdir. Bütün bu sebeplerle de adanın aslında en güzel ve en pahalı bölgesidir. Gücünüz yetiyorsa bu kasabada konaklayın. Gün batımı öncesi gidip kasabada bir kaç saat harcadıktan sonra herkes gibi gün batımını seyredip daha sonra yine herkes gibi lokantaları doldurabilirsiniz. Hatta aslında daha erken gidip önce kasabanın deniz kıyısındaki mini balıkçı köyü olan Ammoudi'yi ziyaret edip, eşek taksilerle veya sadece 214 (eğer Armeni denen kayalıklar üzerinden denize girilebilen kısma gitti iseniz bu kez 286) basamak karşılığında tabana kuvvet yukarı çıkıp kalabalıklara karışabilirsiniz.
Gün Batımı: Gün batımının bu kadar abartıldığı ve bu kadar önemli olduğu ikinci bir yer var mı bilemiyorum. Santorini'de ve özellikle de kuzeydeki Oia kasabasının da en ucundaki çeşitli noktalar ve kale harabesi üzerinden gün batımını izlemek, bir gelenek mi desem, seremoni mi desem bilemiyorum ama binlerce kişininin sırf gün batımını izlemek üzere buraya geldiği ve gün batımının burada çokönemli olduğu kesindir. Güneşin genellikle denizde battığı batı yönüne bakan binlerce kıyı noktasından gün batımının izlendiği ülkemiz insanları için hiçbir fevkalade özelliği olmayan gün batımı; ülkelerinde hiçbir zaman güneşin deniz üzerinde batmadığı Avrupa insanı için olağanüstüdür. İtiraf etmek gerekir ki; bir uçurumun kenarında binlerce kişi ile birlikte seyredince gün batımı gerçekten de etkileyici olmaktadır.
İddiaya göre dünyada gün batımının en güzel olduğu yerdir Santorini. Bana göre ise en etkileyici gün batımı zaten tamamının balkon veya varendalarında mini havuzcuklar ve sıcak su dolu jakuziler (jakuzi dedi isek plastik ruhsuz değil, beyaz mimariye uygun gizli jakuziler) bulunan yüzlerce, binlerce Santorini konaklama tesislerinden birisinde bulunan odanızın hemen önünde; elinizde otelin ücretsiz sunduğu şampanya kadehi ile seyredilen gün batımıdır ki; oteller zaten her şeyi buna göre dizayn etmişlerdir. (Santorini deneyimi) Zaten odaların önünde bulunan size ait bu alanlarda herkes kendilerine otelin sunduğu beyaz bornozlar ve içecekler ile dolaşırlar. Zaten dediğim gibi konsept budur, yani bunca pahalılık ve gün batımına verilen bunca önem vb hayat bu konsepte göre dizayn edilmiştir.
3. Megalohori: Ana kasaba Fira'nın 15-20 dakika güneyindeki bu kasaba bir çeşit kendi çapında Alaçatıdır ancak sizin keşfetmeniz gerekir. Çünkü Alaçatıdaki gibi kalabalığı takip ederek kolayca bulamazsınız. Bu sebeple muhakkak ara sokakları, kilisenin arkasındaki sokakları, mağara evleri vb keşvetttiğinizden emin olunuz. Kasaba ana yol üzerinde gibi görünse de merkezini bulmak için biraz çaba gösterin, hertarafını gezdiğinizden emin olun. Merkezde park yeri yok kenar parklardan birine park edip merkezi bulmaya çalışacaksınız. Calderimia yani taşların gömülerek yapıldığı Arnavut kaldırımları, volkan içine oyulmuş yapıları görmeden ayrılmayınız.
4. Prygos: Yine fira'dan güneye giderken ana kavşaktan yukarıya doğru giderseniz tepede kurulu ortaçağ kasabası Prygos'dur. Burada da eski evlerle dolu ara sokaklarda kaybolmanız gerekiyor. Bu kez Megalohori'den farklı olarak taş sokaklar tepeye doğru binlerce merdivene dağılıyor. En tepede ise bir Venedik Kalesi bulunuyor. Tarihi evlerin arasında gezmekten kolay kolay bıkmayacağınız bir kasaba olarak bu kasabaya da 1-2 saat ayırmakta fayda vardır. İlgileniyor iseniz bir de 3 kilometre ötede Prophet Ellias Manastırı var.
5. Imerovigli: En iyisi burayı görmeye Fira'dan yürüyerek gitmektir, çünkü araçla gittiğinizde manzarasız yoldan gidersiniz. Manzara bu kadar mı önemli derseniz zaten fotoğraf makineniz Santorini'de fazla mesai yapacak, pil şarjınızın tam olduğundan dahi emin olun derim. Yürüme sıkıntınız var ise veya hava aşırı sıcak ise hiç olmazsa araçla gelip Fira yönünde aşağı doğru kıyı boyunca (Santorinide kıyı dendiğinde uçurum kıyısı anlayın) tek yönlü yürüyün derim. Imerovigli adanın kıyıdaki en yüksek kasabasıdır. Hemen önünde Rim adı verilen kanyon benzeri kaya çıkıntısı vardır. En yüksek olduğundan aynı zamanda en iyi manzaraya sahiptir. Imeroviglide alışveriş ve restoran olarak fazlaca bir alternatif bulunmaz ama merkeze yaklaştıkça tersine fazlaca alternatif ortaya çıkar.
6. Perissa: Perissa Türk gezginleri için bir numaralı hedef olmayabilir. Aslında bu bölge Perivolos denilen yerdeki siyah ya da gri plajları ile ünlüdür. Santorini'nin plajları ülkemizde çok daha güzel yüzlerce plaj olduğundan deniz kenarındaki restoranlarda yenecek deniz ürünleri veya beach clup ve plaj partileri dışında Türklerin çok fazla ilgisini çekmiyor. Yunanistanın her yerinde olduğu gibi şezlong ve şemsiyeler ayrı ücrete tabidir.
Red Beach (Kırmızı Plaj): Aracınızı park ettikten sonra herkesin gittiği yöne doğru toz toprak patikadan ilerleyip kayalardan atladıktan sonra kırmızı plaja ulaşabilirsiniz. (Fira'dan otobüsle de ulaşabilirsiniz) Kırmızı lav taşları sürekli olarak plaja doğru dökülmekte ve bu taşlar yerdeki siyah taşlarla karışarak kırmızımtırak bir renk oluşturmaktadır. Ülkemizde çok daha güzel onca plaj olsa dahi biz bu kırmızı plajı sevdik. Plajda hiçbir tesis bulunmamaktadır yani yiyecek içecek, tuvalet gibi konuları plaja varmadan halletmelisiniz.
7. Akrotiri ve Adanın En Güney Ucundaki Deniz Feneri: Santorini sola bakan ay şeklinde iç deniz olan volkanik çukur Caldera'ya bakıyor demiş idik. İşte deniz feneri bu ayın en güney ucunda bulunuyor. İddiaya göre gün batımının seyredildiği ikinci en güzel nokta ama bence pek de matah bir yer değil. Ülkemizde yüzlerce noktada olduğu gibi güneş denizden batıyor hepsi o kadar. Sadece fenerin dibinde değil de gerisinde durusanız fener + gün batımı içeren fotoğrafı çekersiniz. Özetle bölgeye giderseniz yol üzerinde seramik satan dükkânlar, Akrotiri adında tarihi harabeler ve bu harabelerin 1 km ötesinde La Ponta adlı eski bir kale üzerine kurulmuş deniz fenerini göreceksiniz. Akrotiri özetle Pompei antik kenti veya Ülkemizdeki Efes gibi bir çeşit tarihi şehir harabelerinden oluşan bir açık hava müzesidir.
8. Kamari: Siyah plajları ile Santorini'nin deniz-güneş-plaj turizmine hitap eden plaj bölgesidir. Kısmen halk plajı havası ile pek de Türklere hitap etmez.
9. Messaria: Adanın tam orta kesimlerine denk gelen yine bembeyaz tipik mimaride evleri ile meşhur küçük bir köydür. Şarap bağları içerisindeki bu küçük köyde Argyros Mansion adlı yapı ile birkaç kilise görmeye değer yapılar arasında bulunuyor.
11. Tekne Turları: Caldera yani volkanik çukurda oluşan deniz etrafında çeşitli tekne turları bulunmaktadır. Bütçeniz elverdiği ölçüde bunlardan yararlanmanızı öneririm. Örnek olarak tipik bir turda gündüz saatleri boyunca plajlar boyunca katamaran teknelerle tur yapılmaktadır. Yine katamaranlarla gün batımını seyretme turları bulunmaktadır. Karşı adalara turlar vardır. Ayrıca bütün bunların birleştirildiği daha kapsamlı turlar da bulunmaktadır. Biletleri merkezdeki seyahat acentalarından alıp teknelere teleferikle 6€ karşılığında ineceğiniz eski limandan binebilirsiniz. Acentelerde "gün batımı turları" veya "karşıdaki volkanik Nea Kameni Adasına" tekne turlarını sorabilirsiniz. Yarım günlük ve tam günlük turlar mevcut. €3 ücretle girilen kömür benzeri lav taşlarının üzerinde yürünen, yani volkan yürüyüşü yapılan, ulusal jeolojik açık hava müzesi niteliğindeki Nea Kameni Adasında da tesis falan yok ona göre hazırlıklı olun.
10. Diğer Aktiviteler:
Yukarıda belirttiğimiz gün batımı ve manzaralı uçurum kıyısı boyunca yürüyüş dışında adada aşağıdaki eski limandan eşeksırtında çımak veya teleferikle çıkmak gibi aktiviteler de yapılabilir. Elbette ki eşeğe binmek hayvan hakları dolayısıyla son yıllarda tartışma konusu bir olay. Santorinide ayrıca ziyaret edip tadım yapabileceğiniz çok sayıda şarap evi vardır.
MÜZELER:
Lignos Emanuel Folklor Müzesi (Giriş €3) Fira, Kontohori bölgesinde bir çeşit mağara ev şeklinde kurulu bulunan küçük bir müzedir. Arkeoloji Müzesi (Giriş €2) Fira kasabasında merkezdedir ve tarih öncesi, Helenic, Bizans dönemlerinden kalma unsurları barındırır. Argyros Evi antik ve mimari değerleri görebileceğiniz Messaria köyünde bulunur. Megaro Gyzi Müzesi Fira'daki teleferiğin hemen arkasında bulunur ve tipik bir 17. yüzyıl konutudur. Tarihöncesi Fira (Prehistoric Thira) Müzesi (Giriş €6) Firada bulunan 4 bölümden oluşan antik eserlerin sergilendiği bir müzedir.
NE YENİR?:
Gastronomi kelimesi eski Yunancada miğde anlamına gelen gastros kelimesi ile bilgi ve kanun anlamına gelen nomos kelimelerinden gelir. Dolayısıyla da Yunanistanda gastronomi her zaman kuvvetlidir. Bir ada olarak elbette restoranlarda deniz ürünleri ön plandadır. Hemen her Yunan adasında olduğu gibi Santorini'de de ahtapot ve kalamar'ın hem ızgarasını hem de kızartmasını çok lezzetli yapıyorlar. Kılıçbalığı ve barbun gibi balıkların yanında Türkiye'den gitme balıklar da vardır.
"Skordomakorona" Santorininin yerel yemekleri arasında geçiyor ama aslında bir çeşit sarımsaklı, domatesli spagetti makarnadır. "Kopania of Santorini" ise susama batırılmış toplar şeklinde eski ve yerel bir tatlı çeşididir. Her Yunan adasında bulabileceğiniz üzerinde beyaz peynir bulunan ama her nedense pek bir leziz Yunan Salatası yanında bu kez Santoriniye özel kapari ve kızarmış ekmek parçaları ile zenginleştirilmiş, Santorini salatası da yiyebilirisiniz. Doğrudan Türkçe "meze" veya çoğul olarak söylemek isterseniz "mezedes" demek suretiyle lezzetli tatları deneyebilirisiniz ki bir çoğu Türkiye'deki gibi yoğurtlu, sarımsaklı, sebzeli vb gelecektir. Yöresel lezzetleri menü üzerinde okurken ara sıra gülümsememeniz imkânsızdır. Örnek olarak; içi doldurulmuş asma yaprağı yemeği olan "Dolmadakia", mousakka veya patlıcanlı bir "imam" ya da kıymalı bir hamur yemeği olarak "bourekakie" yemeye ne dersiniz? Baklava her restoranda var ve kolay ama laz böreği yani içinde sütlü krema bulunan bir börek türü olan "galakto bourekto (sütlü börek)" sadece yerel tatlıcılarda bulunuyor.
Volkanik bir yanardağ eteklerinde bulunmasından ve sulamanın azlığından ötürü domatesleri ve şarapları da oldukça meşhurdur.